01/08/2024

Haklara Destek Programı (Haklara Destek) kapsamında organize ettiğimiz 4. ağ toplantısını “Otoriter Rejimlerde Yasa ve Yasaklara Karşı Feminist Mücadele” başlığıyla 24 Mayıs 2024’te kadın hakları alanında faaliyet gösteren örgütleri bir araya getirerek İstanbul’da 27 kişinin katılımıyla yüz yüze yaptık. Toplantıya Cezayir ve Tunus’tan iki temsilci katıldı. Böylece üç farklı ülkedeki kadın hakları mücadelesine dair tüm gün konuşma fırsatı bulduk.

Cezayir’den Hayat Remmache ve Heinrich Böll Stiftung Tunus’tan Fatma ülkelerine dair aktarımlarıyla katkı sağladığı toplantıya Haklara Destek yararlanıcılarından Dayanışmanın Kadın Hali Derneği, Kadın Zamanı Derneği, Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, Kırkayak Kültür Sanat ve Doğa Derneği, Mardin Ortak Kadın İşbirliği Derneği, Özgürlükçü Bireyler Derneği ve Rosa (Gül) Kadın Derneği katıldı. Ayrıca İstanbul’da faaliyet gösteren Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadınlarla Dayanışma Vakfı, Havle Kadın Derneği ve Kadının İnsan Hakları Derneği (KİH) de davetimizi kabul ederek toplantıya katkı sundu.

Heinrich Böll Stiftung Derneğinden Julia Bartmann’ın açılış konuşmasının ardından birbirimizin çalışma alanlarını öğrenmek ve katılımcıları tanımak için Haklara Destek saha sorumlularından Zozan Bilge kısa bir tanışma etkinliği yürüttü.

Tanışma etkinliğinin ardından iki saat süren “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinde Yasaların Rolü: Cezayir, Tunus ve Türkiye Örnekleri” paneline geçtik. Moderasyonunu Haklara Destek ekibinden Balacan Ayar’ın yaptığı panelde Cezayir, Tunus ve Türkiye’deki kadın hakları ve hak mücadelesini dinledik. Konuşmacılardan Fatma ve Hayat Remmache ile beraber KİH’den Ezel Buse Sönmezocak katkılarını sundu.

Panele 3 farklı ülkenin siyasi atmosferine ve bu atmosferin kadın haklarına ve kadın hakları mücadelesine nasıl yansıdığına değinerek başladık. Üç ülkede de; alanda çalışan hak savunucularının ve örgütlerin yaşadığı politik baskının iş yapmayı engellediği ya da engellemeye çalıştığı, ve dış finansman bulmanın zor olduğu ya da giderek azaldığı gözlemleri aktarıldı. Ülkeler özelinde aktivizm ve savunuculuk yapmanın zorlukları, gözaltı ve tutuklamaların bir baskı unsuru olarak sık sık uygulanması konuşuldu.

Bunların yanı sıra hukuki güvencelerin olmasına rağmen pratikte yaşanan güçlükler, kadınları koruyan yasaların azlığı ve kazanılmış hakların geri alınması gibi konular tartışıldı. Ayrıca, kadınların yasal şikayet mekanizmalarına çeşitli kültürel ve dini baskılardan ötürü ulaşmasında güçlük çekmesi de tartışılan bir diğer konuydu. Ülkelerdeki yasa ve yasakların; kadınların gündelik yaşantılarından boşanma süreçleri ya da boşanamamalarına, sağlık hizmetlerine erişimlerine ve kürtaj yaptırıp/yaptıramamalarına kadar ne şekillerde hayatlarını etkilediği konuşuldu. 

Son bölümde ise katılımcılarla bir grup çalışması yaptık. Katılımcıların üçe bölündüğü bu çalışmada her grupla farklı bir senaryo paylaştık. Bu senaryolarda yer alan sorunlarla ilgili her grup kendi içerisinde çözüm önerileri geliştirdi. Grup çalışmaları neticesinde ulusal, yerel veya uluslararası bir ağın içerisinde çıkabilecek olası çatışma ve/ya fikir ayrılıklarının nasıl çözülebileceğine dair farklı tartışmalar yürütüldü. 

Ağ toplantısına katılan bütün örgütlere, değerli yorumları ve katkıları için tekrar çok teşekkür ederiz.